Hakkımda:
Bazı bilgileri sizler ile paylaşmayı, uygun bulmaktayım. Bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumuşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım. Yine askerde (1989) yakalandığım alerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve et mamulleri peynir ve de yumurta) yiyemedim. Bu alerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Tarçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık.Teyzem üstümü değiştirmemde ısrar ettiyse de kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyor*dum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişti ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumu*şak doku romatizması) kurtulamadım. Tabi ki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum.
Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başladım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980’de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçe*teleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıl*dığım bir anda Avusturyalı M. T. Allah’ın Bahçesin…adlı kitabıyla tanış*tım. Oradaki bilgilerden bir reçete geliştirdim ve uyguladım ve de çok şükür fibromyalji’den (yumuşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz.
1989’de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb. mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabi ki bakteriler, virüsler ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Et mamulleri” yeme dediler. 1994’den itibaren 15 Mart – 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002’e kadar bahar nezlesi, alerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahata ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramp*lara karşı sprey kullanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kullandım ve 15 gün içinde kortizon’dan sersemledim, konsantrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum.27 (1980) yıldır süren araştırmalarım da kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral ve Hayvan droglarını denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken alerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım şimdi bunu da çörekle kısmen tedavi ettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama Noni ve Aloe vere jel (Bu aloe vera ABD ve Alman firmalarının üretiği doğal olmayan aloe vera jel idi) bırakınca alerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uygulayabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Tahitian Noni’den daha etkili Gökçek İksiri. 26.10.2005 tarihinde doğal ve çok çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim.
Bundan tam 19 yıl önce Almanya’nın Frankfurt şehrine konferans vermek için gelen Ahmet ER (Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun eğitimci kadrosundan başkan yardımcısı) ile tanıştım.Ahmet ER ne işle meşgulsünüz diye sorunca şifalı bitkilerle ilgili araştırmalarım yapıyorum kitap yazıyorum diyince çok heycanlandı ve hemen seninle özel görüşmem gerek dedi.Ahmet bey rüyasında peygamberimizi gördüğünü ve peygamberimizin ona aloverayı göstererek ”Ahmet bu bitkide çok şifa var bu bitkiyi insanlara tanıtın ve yayın” demiş. Ahmet bey rüya üzerine düşünmüş ve anlamını çözememiş.Benim ile tanışınca demek bu rüya senin içinmiş İbrahim bey dedi. Ahmet bey büyük bir sorumluluktan ve ağır bir yük taşıma duygusundan kurtulmuş ve rahatlamıştı.Bana ”Ben bu rüyanın ne anlama geldiğini anlamamış ve bunu düşünüp duruyordum ve bu vebalden kutulamazsam ne olacak diye uyuyamamıştım.Allah’ıma şükürler olsun ki karşıma sen çıktın. İbrahim bey iyi ki geldiniz beni çok büyük ve ağır bir mesuliyetten kurtardınız’’ dedi.
Ben o zamanlar Aloe Vera ürünleri satan bir firmanın distribütörlüğünü yaptım.Bu ürünleri kullananlar önce çok seviniyorlar, fakat sonra rahatsızlık yeniden nüksetti diyorlardı.Bu beni o zaman çok üzdü.İnsan kazanmak para kazanmaktan önemli diyerek çok çok iyi para kazanmama rağmen distribütörlüğü bıraktım ve bundan sonra iksir, tonik, tentür, diyet ve çayları üretmeye başladım.O günden bugüne kadar aloe vera neden klinik araştırmalarda çok çok etkili oluyor da ürünleri kullanınca aynı etkiyi yapmıyor diye düşündüm.Lahanayı haşladığınızda nasıl ki birleşimindeki etkin maddeler yok oluyorsa, aloe vera hazırladığınızda da en etkili maddeler yok oluyor.Bu nedenle etkisi azalıyor.Ben hem Berezilyalılar’dan, hem de Fahrettin hocadan aldığım reçetelere klinik araştırmalarla elde edilen bilgileri de ekleyerek mükemmel ve yepyeni bir ürün üretim.Allah’ıma hamdolsun.Tonik midedeki bakteriye karşı çok çok etkili, yani gastrit, ülser, kolit, enterit ve allerji de tonik vazgeçilmez.
Bağırsaklara mantar yerleşmişse, mantarlar tedavi edilmeden tedavi olmak mümkün değildir. Çünkü mantarların üretmiş olduğu toksik maddeleri karaciğer arıtamazsa diğer organlara depolar. Hangi organa veya dokuya toksik madde depolanırsa orada problem çıkar. Günümüzde bakterilerin teşhisi kan, idrar ve gaita tahillerinden hemen yapılabilir, fakat mantarların teşhisi hemen hemen imkansızdır ve ancak belirtilerinden ve dilden anlaşılabilir. Antibiyotikler ve yanlış beslenme (tatlı, peynir türleri, siyah çay, kola vs) mantarları çoğaltır ve daha da kötüleşirsiniz. Kimyasal ilaçlar ve yanlış beslenme nedeniyle bozulan asit-baz dengesini kurmak gerekir, çünkü mikroplar asidik ortamda daha hızlı çoğalırlar.
Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp Kıtabım:
Avrupalı; Osmanlı ve Arap’tan (endülüs) aldığı ilimle başlattığı rönesans ile bugünlere geldi.Türk milletinin 200 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma ve maturidi’ye dönüşü) başlattı, fakat 1940’lardan sonra bu hareket baltalandı ve 80 yıl daha kaybettik.Araştırma yapmadan taklit etmeye yeniden başladık. Yani şifaları bitkileri araştırmadan, Avrupa’dan hazır ilaçları almaya başladık. ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 200 yıllık geri sayımımıza ” dur” diyebilecek bu eseri yazdım . Bu kitabı yazmak için 27 yıl çalıştım.Bu kitapta diğer kitaplarda olmayan çok yenilik göreceksiniz. Özellikle çeşitli hastalıklara karşı 1000′ e yakın reçete bulacaksınız. B u alandaki Türk rönesansını başlattığım için çok mutluyum.
Bu kitap 3 cilt, 1818 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır. Hastalıklar, tedaviler ve çeşitli gene bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ile Latince isimleri halk arasındaki isimleri , bitkini drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botaniki yetiştirilmesi, hasat zamanı, bileşimindeki maddeler, bileşimdeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanış şekli, komisyon E’ye göre kullanış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları , tentürü , posyonu, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir.
Ekim 1978’de almanya ‘ ya gittim, 29 yıl kaldıktan sonra döndüm.Tedavi olmak için doktora gitmeye başladım, fakat nafile.Bunu üzerine 1980’de şifalı bitkiler üzerine araştırma lara başladım.Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri 3 yıl denedim ve faydasını görmedim.Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allah’ın Bahçesi … adlı kiytabıyla tanıştım..Oradaki bölgelerden bir reçete geliştirip uyguladım ve çok şükür Fibromyalji’den (Yumuşak doku romatizması kurtuldum. Hamdolsun şimdi iyiyim.
Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken, kimyasal ilaçların yan tesirlerini 1983’de yaptığım deneylerle tespit ettim.Bu eser için binlerce Almanca kitap okudum ve 10 bine yakın yakın dergi inceledim, 12 yılda 1000 bitkinin 7000 fotoğrafını çektim, 2 yıl açık öğretime (bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim ve tabii en önemlisi önce bu bitkini droglarını kendi üzerimde denedim.
Türkiye’de yayınlanan bir çok kitap yığınla yanlışlıkla doludur.Hatta internetteki Türkçe metinler daha çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Bu eserin en önemli farkı; ABD , Almanya, Fransa, İngiltere,Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, İsrail gibi ülkelerde 1000’den fazla Üniversite kliniğinde yapılan tedavi denemeleri, araştırmaları, değerlendirmeleri ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalımsı değildir.
Yanlışlara örnekler vereyim; kekik deyince hangi kekik akla geliyor? Türkiye’de 52 tür kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece hakiki kekik otu (thymus vs. ) sinizüt ve bronşite karşı kullanılır, diğerlerinin özellikleri de henüz incelenmemiştir.Ak kekik (toros kekiği) en az hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde herhangi bir araştırma yapılmamıştır.Türkiye’de 83 çeşit adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı( salvia o.) şifa maksatıyla kullanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında bile harareti düşürür. Alıç’ın Türkiye’de 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli alıç , kalp ve kan dolaşımı rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (hypericum) sinirlilik, depresyon, korku ve iç huzursuzluğa karşı kullanılır.
Türkiye’de bana bazı aktarlar, benim istediğimi değil kendi istedikleri bitkileri satmaya kalktılar.Bu kitapta adı geçen şifalı çevrenizden temin etmeye çalışırsanız büyük hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.Burada adı geçen bazı bitkileri biz yurtdışından getirtiyoruz.
Bu kitap tıp alanındaki araştırmalara katkı yapmak amacıyla hazırlanmıştır.Buradaki bilgileri kendi başınıza kullanmayınız.Aşağıdaki internet adresimdeki iletişim bilgilerinden bana ulaşın.Gerektiğinde sizi uzman doktorlara başvurmanızı sağlarım
Şifalı Bitkiler:
Benim yayına hazırladığım Kitapta 551 bitkiyi inceledim ve monografisini bitirdim. Bu bitkileri önce etkilerine göre5, sonrada zehirli olup olmadıklarına göre 6 gruba ayardım. Bunlardan birkaç tanesini aşağıda görebilirsiniz.Sizlere burada her yerde bulabileceğiniz bitkilerden bahsedeceğim, çünkü Türkiye’de henüz bu alanda yeterince gelişme olmamıştır. Meşale Türkiye’de 83 tür adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece ŞİFALI ADAÇAYI tıbbi maksatla kullanılır. Diğerlerinin ise her-hangi bir özelikleri yoktur.Antalya’da en az 30 aktar ve de baharatçı bana Ginseg yerine havlıcan satmak istediler, bu nedenle herkesçe bilinen şifalı bitkilerden, şifalı zannedilen bitkilerden ((Çay, Kahve, Kakao) ve de zararlı bitkilerden (Koka, Tütün, şerbetçiotu,…) kısaca bahsedeceğim.
I. Şifalı bitkiler etkilerine göre 5 Kategoride değerlendirilir.
1.) Üni. kliniklerinde yapılan tedavi denemeleri ile etkisi ispatlanmış şifalı bitkiler..
2.) Komisyon E’unun hakkında monografi yayınladığı şifalı bitkiler.
3.) Homeopati Uzmanları tarafından deneme tedavileri ile etkisi ispatlanmış şifalı bitkiler.
4.) Aromaterapatistler tarafından etkisi ispatlanmış şifalı bitkiler.
5.) Halk arasında kullanılan bitkiler.
II. şifalı bitkiler zehirliklerine göre 6 gruba ayrılırlar.
1.) Zehirsiz bitkiler Çörek, Oğulotu….
2.) (Çok içildiğinde rahatsızlık veren bitkiler Kekik, adaçayı….
3.) Hafif derecede zehirli bitkiler Arnika, Sedefotu….
4.) Zehirli bitkiler Nevruz kökü, K.Sarı kökü….
5.) (Çok zehirli bitkiler Güzelavratotu, Boğanotu
6.) Çok çok zehirli bitkiler Kargabüken
Türkiye’de şifalı Bitkiler:
Dünya’nın en güzel ülkesi ve binlerce şifalı bitkiler yetişmesine rağmen insanlarımız bu bitkileri tanımamakta ve tanıdığını söyleyenlerde şarlatanlıktan başka bir şey yapmamaktadırlar. Ayrıca şifalı bitkileri kurutma tarzı da çok ilkel, Güneşin karşısında kurutulan şifalı bitki zaten etki gücü olmaz, çünkü birleşimindeki maddelerin çoğu yok olur. Yani gölgede kurutmak gerekir. Birde şifalı bitkileri paketleme ve ambalajlama işlemi var ki tam bir felaket, neden mi? Çünkü plastik torbalara konup ağzı kapatılan şifalı bitkiler Güneşin altında sergilenmekte buda bitki sıvısının buharlaşması demektir, buharlaşan bitki özü bitki akşam içeri alınınca sıvılaşmakta ve torba içinde sıvı oluşmaktadır. Bu sıvı ise küflenmeye sebep olur yani çok tehlikeli olabilir. Birde çuval ve torbalarda muhafaza edilen ve genellikle ağzı kapatılmayan açıkta sergilenen şifalı bitkiler vardır ki, buda bir felakettir. Neden mi? çünkü her türlü haşere bu bitkinin şifalı kısmına musallat olur.
1.) İstanbul’da 8-9 Mayıs’ta baharatçı ve aktarları gezerken ve hatta sokak ortasında bazı kişiler adamotu kökü diye bir kok satıyorlar. Birine sordum bu ne ise yarar diye 40 çeşit hastalığa karşı iyi gelir dedi. Oysaki adamotu kökü çok zehirlidir ve asla yenmez ve sadece homeopatide kullanılır. Vatandaş havuç gibi soyup yediği kökün faydalarını anlatıyordu. Adamotu kökü grimsi kahve renkli iken vatandaşa adamotu kökü diye sattığı bitkinin dış kabuğu koyu kahve renklidir.
2.) Kekik suyu diye satılan su kekik suyu olmayıp Güve otu suyudur. Türkiye’de kekik otu diye satılan bitkilerin çoğunun kekikle ilgisi yoktur ve genellikle İzmir kekiği ve İstanbul kekiği diye bilinen güve otu türleridir.
3.) Adaçayı diye satılan çayların hiç bir hakiki adaçayı ile ilgisi yoktur ve genellikle dallı veya yüksük adaçayı satılır ki bununda bir etkisi yoktur.
4.) Kılıç otunun etkili olan kısmı yapraklarıdır, Türkiye’de ise yaprakları değil kurutulmuş goncaları satılmaktadır ve etkisi yaprağına göre yok denecek kadar azdır.
5.) Ginkgo yaprağı kurutulduktan sonra etkisizdir ve 10 ton çayını içseniz bir faydasını göremezsiniz. Ginkgo’nun yaprakları taze iken ekstraktı yapılır ve bundan haplar üretilir.
6.) Ekinezya kökü taze olarak işlenir ve kurutulmuşunun bir etkisi yoktur. şurubu veya hapı etkilidir şayet taze kökten yapılırsa, ama kurutulmuş kökü etkisizdir.
7.) Hakiki Yavşan otu etkilidir, fakat Türkiye’de yavşanotu diye satılan bitki ne işe yarar şimdiye kadar bu konuda bir araştırma yapılmamıştır.
8.) Türkiye’de Altın başak otu yerine bu bitki ile hiçbir benzerliği olmayan altın otu satılmaktadır.
9.) Aktarların çoğu ginseng diye havlıcan kökü satmaktadır.
10.) Papatyanın bilinen 400 türü vardır ve etkili olanı yarim küre şeklinde olan çiçek göbeğinin ortası boşsa bu hakiki papatyadır.
11.) Alıcın bilinen 900 türü vardır ve sadece piç alıcın yaprak ve çiçeği etkilidir, bu türün meyvesiz yenmez çünkü çok küçüktür ve içi çekirdek doludur.
Bizde malum sözde uzmanlar Çin, Hindistan, Malezya veya Brezilya’ dan getirttiklerini iddia ettikleri şifalı bitkilerin çok pahalıya mal olduğunu söylemektedirler. Örneğin hani şu ayağımızın altında her yerde yetişen bir bitki var ye şu Sinirli ot dünyanın en egzotik ürünlerinde (Mango, Noni vs) daha şifalıdır. Kliniklerce etkisi ispatlanmıştır. Hakiki kekik yerine güve otu, hakiki adaçayı yerine dallı adaçayı, altın başak otu yerine altın otu, ginseng yerine havlıcan, adamkökü yerine dövülmüş avrat otu kökü, yavşanotu yerine Kafkas yavşanotu satılıyor burada örnekleri çoğaltabilirim. Bu konularda geniş bilgi sahibi olmak istiyorsanız, dogaltedavi.net, bitkisel tedavi.com, alternatif-tip.net ve gokcekaktar.com adreslerine bakabilirsiniz.
Belgeler:
Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok. Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin.
Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniversite görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş.
Merhaba, öncelikle geçmiş olsun rahatsızlık için 0212 621 21 65 – 02121 621 21 66 numaralı telefonlarımızı arayın detaylı olarak görüşelim. Allah’ın izniyle yardımcı olalım.
merhaba hocam benim kiz arkadasimda genital herpes meydana geldi bunlar sivilce gibi biliyorsunuz iste anlatmayayim…bize ne onerirsiniz..
Merhaba musa, öncelikle geçmiş olsun rahatsızlığınız için 0212 621 21 65 – 02121 621 21 66 numaralı telefonlarımızı arayın detaylı olarak görüşelim. Allah’ın izniyle yardımcı olalım.
selam hocam bizim hastamız kolon kanseri kabızlık oluyor ayrıca kanamada var 78 yasında kalp kapağı degişti comadin kulanıyor ameliyat olamıyor ne önerirsiniz
Merhaba, +90212 621 21 65 veya +90212 621 21 66 numaralı telefonlarımızı arayın detaylı görüşelim.
merhaba hocam sorumu yazdimdi link gondermissiniz
aciklayici yazarmisiniz anlayamadim
birde yurtdisinda yasiyorum urunleriniz newyork ta satiliyormu
tesekkurler saygilar
Merhaba, Tonik Seti – D kullanmanız gerekir. https://www.gokcekmarket.com/urun/tonik-seti-d/
Geniş bigi için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. http://www.dogaltedavi.net/f426/damla_sakizi_citlembik_citenbik_menegis_sakiz_agaci_pistacia_lentiscus_l-16168.html
https://www.gokcekmarket.com 0212 621 21 65 – 66
merhaba hocam
yaklasik 2 yildir yutma zorlugu var bazen ileri derecede yutamiyorum ilaclar fayda vermiyor endoskopy oldum sorun yok dediler manometry testinde yemek borusu zayif calisiyor dediler hemen sikip atmazmis bir de video swallow testinde sorun yok dediler bunu yasamami reflu dendi geceleri ve sabah uyandigim da farkli tat biraz aci su oluyor birde ne su ve yemek sonra gegirdi oluyor yemek yemedigim normal ken bile hep bogazimda takilma oluyor sanki dolu kapaliymis gibi oluyor sizin onerileriniz nedir aciklama yazarmisiniz lutfen hangi caylar iyi gelir veya nasil gecirir bana yardim edermisiniz
lutfen gercekten cok zor durum
cok tesekkurler saygilar simdiden tesekkurler hocam merhaba hocam
Hasan bey birden çok rahatsızlığınız olduğu için özel set kullanmanız gerekiyor, rahatsızlıklarınızla iligli arayın detaylı görüşelim 0212 621 21 65 – 66
Hocam selam
Polikistik böbrek kisti hastasıyım. Yüksek tansiyon ve şeker hastalığımda var. Yaşım 60. Böbrek kistlerine, yüksek tansiyona ve şeker hastalığım için bana ne önerirsiniz. Teşekkürler.
Alper Bey Çoban Çantası Seti – İ kullanmanız gerekir. Sadece Aloe Vera Jel kullanımı tedavi sürecini çok çok uzatacaktır. İsterseniz arayın detaylı görüşelim 0212 621 21 65 – 66
hocam merabalar hikayem uzun ama kısaca anlatıyim,5 yıl önce üniversite hazırlık okurken bana ibs teşhisi kondu ve bir türlü yenemedim taki ibs teşhisinden 3 yıl sonrasına kadar üniversite 2 sonunda yenene kadar fakat nasıl yendiğimi tam anladığımı söyleyemem iyileşmeden 5 ay önce sizin aloe vera jele başlamıştım,yaklaşık 3.5 ay kullandım,kullandığım süre zarfınca tuvaletimi düzene soksada gene birşey yiyemiyordum,sonra arkadaş gano kahve diye bişey var dedi iç geçiriyomuş dedim yolla bana o zaman yolladı bana pakette 7 tane kalmış neyse zaten düzelmez heralde dedim ve içtim,1 hafta sonra yavaş yavaş çikolata fln yiyebilmeye bile başlar oldum en son pizza bile yiyebilen bi duruma geldim ve geçti ama bu gene aloe vera bırakmamdanda 1 ay sonraydı ben hep beni bu kahvenin geçirdiğini sandım fakat acaba aloe vera jelmiydi diye şüphemde vardı geçiren olarak.3 yıllık sağlıklı hayatımdan sonra 1 aydır gene bu sıkıntıları çekmeye başladım ve aniden başladı acaba içme sularından falanmı mantar enfeksiyonu kaptım diyorum yada kalorifer böceği falanmı çünkü evdekilerde de diğer sıkıntılar belli oranda var geçmeyen egzemalardan şişkin karına kadar hatta kardeşimde ani bıçak saplanması gibi gaza bağlı şikayetlerde oluyor.diyeceğim o ki biz ailecek aloe vera jel almayı düşünüyoruz ve alıcazda fakat acaba sizce bunun nedeni sulara karışan şeyler yada kalorifer böceği olabilirim mi.sağlıksız beslenmeyle beraber tabi ki
Öncelikle geçmiş olsun, Zerdeçal Seti – İ kullanmanız gerekir.
Araştırmalar: Önce fareler, kobaylar ve köpekler üzerine bir yığın araştırma yapılmış ve bu araştırmalarda zerdeçal kökünden elde edilen ekstrenin safrayı arttırıcı, safra yollarını açıcı ve hareketlendirici, kara-ciğeri zehirlerden arındırıcı(antihepatoksin), kandaki lipit ve kolesterolü düşürücü, radikalleri zararsız hale getirici, prostaglandin üretimini fren-leyici, iltihapları önleyici, artritisi(eklemlerdeki iltihapları) iyileştirici olduğu tespit edilmiştir. (H.H. IV. 1091) insanlar üzerinde de bu güne kadar çok önemli araştırmalar yapılmıştır. Bunlardan bazıları;
1) Tayland’a zerdeçal kökü ile 1989 yapılan çok büyük bir araştırmada zerdeçalı karın ağrısı(genellikle boş mide, açlık duygusu veya acı baharatlı yemekler yendiğinde), kokuşma, ekşime, karnının alt(abdominal) veya karnın üstteki(epigastricum) ağrıları ve kalın bağırsak ağılarını %74 oranında iyileştirildiği tespit edilmiştir. (Nhp. 7.00.1131)
2) Siegers ve ekibi 1997 yılında yaptığı bir araştırmada zerdeçalın safra akışının %120 oranında 15-30 dakika içinde araştırdığını tespit etmiştir.(Nhp.7.00.1131)
3) R. Kutlan, P.C. Sudheeran, C.D. Josph ve ekipleri 1987de yaptıkları araştırmalarda zerdeçalın urları küçülttüğünü ve hatta yok ettiği tespit edilmiştir. (TP. 184)
Açıklama:
P53 Geni kanser vakalarında çok çok önemli;
P53 geni hücre çekirdeğinde ki DNAnın içindeki kromozomlardan 17. Kromozmda bulunur. P53 geni veya proteinnın bir çok görevi vardır. Bu görevler; DAN yapısı ve dokusu bozulmuş ve hasara uğramışsa DNA yı tamir eder ve yeniler. Bir çok dış etkenden dolayı; serbest radikallerin saldırısı, florid zehirlenmesi, alüminyum zehirlenmesi, GDO lu besinler, bakteri, virüs ve mantarların ve bunların üretiği toksik maddelerin yapmış olduğu tahribatlar sonucu hücreler de kanser görülür. Günde ortalama her insanda 400-500 kanser hücresi oluşur ve hücre çekirdeğinde kromozom içinde 17. Kromozomdaki p53 geni hemen devreye geçer ve tahrip olan hücreyi tamir eder veya tamir edilmiyecek durumda ise o hücreyi öldürür. Bir çok faktörden dolayı p53 geni azalır ise kanseri durdurmak mümkün olamaz.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre hazım rahatsızlıklarından; Kanser, tümör, miyom, kist, nodül, lipom, lösemi, şişkinlik, tıkanma, mide bağırsak rahatsızlıkları, karaciğer safra rahatsızlıklarına karşı etkili olduğu, kandaki kolesterol ve lipidi düşürdüğü, radikalleri yok ettiği (antioksidatif), iltihapları önlediği ve prostoglandin üretimini azalttığı tespit edilmiştir.
b) Komisyon E’nin 30.11.1985 tarihli,223 nolu ve 01.09.1990 tarihli, 164 nolu monografi bildirisinde zerdeçalın hazımsızlık rahatsızlıklarına etkili olduğu tespt edilmiştir.
c) Halk arasında, kandaki kolesterol ve lipit, şişkinlik, tıkanma, yağlanma(şişmanlık), karın ağrısı, baş ağrısı, ateş, üşütme ve arteriosk-leroza(yağlanma nedeniyle damar sertliği ve damar daralması) karşı kullanılır.
Çay: İnce kıyılmış zerdeçal kökü veya tozundan yarım kahve kaşığı(1,5-3g) demliğe konur ve üzerine 300-500ml kaynar su ilave edilerek 8-10 dakika demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Zerdeçal Seti – İ siparişi için http://www.gokcekmarket.com/urun/zerdecal-seti-i internet sitemizden veya 0212 621 21 65 – 66 nolu telefonlardan sipariş verebilirsiniz.
Merhaba
34 yaşındayım. Polikistik böbrek kisti hastasıyım. Son zamanlarda hastalıkla beraber büyük tansiyonum 14 küçük tansiyonum 9 olarak genelde çıkıyor. Dolayısıyla böbrek hastalığı yüksek tansiyonada sebep olmaya başladı. Birde boyuma göre kilom, yağlanma ağırlıklı olarak göbek kısmında olmakla biraz fazla. Böbrek kistlerine, yüksek tansiyona ve zayıflamak için bana ne önerirsiniz.Teşekkürler.
Öncelikle geçmiş olsun Huş Seti – İ kullanmanız gerekir.
Araştırmalar:
1) Amerikalı ilim adamları hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylerde Betulin’den elde edilen betulinasidin derideki siyah kanseri iyileştirdiği tespit edilmiştir. Eskiden Ziziphus mauritiana’dan elde edilen betulalinasit şimdi Huş kabuğundan bolca bulunan Betulin’den elde edilmektedir. Bu alandaki çalışmalar devam etmektedir. (ZP.3.96.40)
2) Münih Üniversitesi tarafından romatizma hastası 1200 kişi üzerinde Huş yapraklarından elde edilen kapsülle tedavi denemeleri yapılmış ve hastaların iyileştiği görülmüştür. (GM.9.98.41)
3) Birleşiminde altın başak otu, ortosifon yaprağı ve huş yaprağı karı-şımından oluşan çay harmanı ve damlası idrar yolları rahatsızlıklarını iyileştirdiği tespit edilmiştir. (ZP.4.94.215, ZP.4.00.193 ve GM.02.95.14, ZP.3.98.167)
Tesir şekli: İdrar söktürücü, antiseptik, güçlendirici (tonik), idrar yollarını dezenfekte edici, vücudu arındırıcı, temizleyici özelliklere sahiptir.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre birleşiminde huş yaprağı, altın başak otu ve ortosifon yapraklarından oluşan çay harmanları ve damlaları idrar yolları iltihaplanması, kumlarına karşı ve de romatizma türlerinde artroza karşı kullanılır.
b) Komisyon E’nin 13.03.1986 tarih ve 50nolu Monografi bildirisine göre idrar yolları iltihapları bakterileri ve kumlarına ve de romatizma rahatsızlıklarına karşı kullanılır.
c) Halk arasında Huş yaprak ve natürel ilaçları başta böbrek ve mesane taşları, kramplar ve kumlarına ve de artroz, artrit, eklem şişmesi ve su toplaması (ödem) gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır.
Huş Seti – İ siparişi için https://www.gokcekmarket.com/urun/hus-seti-i/ internet sitemizden veya 0212 621 21 65 – 66 nolu telefonlardan sipariş verebilirsiniz.
hocam merhaba, benim 3,5 yaşındaki oğluma temmuz ayında atipik hüs teşhisi kondu. daha önce hiç bir rahatsızlığı yoktu. hastanede tedavisi yapılıdı. taburcu olduk tedavisi devam ediyor. 15 günde bir ilaç uygulaması yapılıyor. Ancak şu anda çocuğun karnı şiş ve arasıra kaşınıyor. ayrıca rengide eskisi gibi canlı değil . bu belirtiler karaciğer sıkıntııs gibi ama doktorlar böbreklere odaklandıkları için o yönde tedavi ile uğraşıyorlar. Sizin bu durum için tavsiye edebileceğiniz bir tedavi varmı yardımcı olursanız sevinirim. ayrıca bende yıllardır bitmeyen bir tırnak mantarı sorunu var bunu nasıl çözebilirim çok teşekkürler .Saygılar
Arayın Detaylı Görüşelim 0212 621 21 65 – 66
Cevap verdiginiz icin cok tesekkur ederim.Yanliz kafama birey takildi ben tam olarak fibromiyalji hastasimiyim onu anlayamadim .Bilgi verirsenin cektigim agrilarla ilgili cok memnun olurum.sirtimla birlikte gogusumun altinda bir agri yasiyorum
Öncelikle geçmiş olsun. hastalığınız için Harpago Seti kullanmanız gerekir.
Araştırmalar: 1953 yılından günümüze kadar Harpago kök ekstresi veya bu ekstreden yapılan hap ve drajelerle binlerce sırt, omuz, boyun, bel, kalça ve diş ağrıları, artroz veya artrit (eklem iltihaplanması) rahat*sızlıkları olan hastalar üzerinde modern klinik araştırmalara yapılmıştır. Bu araştırmaların hemen hepsinde hastaların hemen hemen tamamı bu rahatsızlıklardan kurtulmuşlardır. Birkaç önek;
1) Kill Üniversitesi Ağrı kliniği (Schmerz kliniği) tarafından 63 hasta üzerinde günden 2 defa bir Harpago hapı, 4 hafta süreyle verilmiş ve hastaların %83,8 oranında rahatsızlıklardan kurtuldukları görülüştür. (ZP.01.00.18)
2) Berlin’de 13 doktor gözetiminde sırt ve bel ağrıları olan 117 hasta üzerinde tedavi denemesi yapılmış ve hastaların iyileştiği tespit edilmiştir. (ZP.01.00.21)
3) Freiburg Üniversitesinde kadın doktor Chrubasik tarafından ro*ma*tizma ağrıları olan toplam 50 hasta üzerinde Harpago hapı ile üç ayrı grupta tedavi denemesi yapmış, hastaların 6 ay içinde iyileştikleri görülmüştür. (ZP.06.99.330)
4) Fransa’da artroz (eklem bozulması) ve artrit (eklem iltihaplanması) olan toplam 800 hasta üzerinde 6 ay süren tedavi denemesi yapılmış ve hastaların iyileştiği görülmüştür. (ZP.5.98.290)
5) Kronik sırt ve bel ağrısı ile akut ağrıları olan 118 hasta üzerinde kadın doktor Chrubasik ve ekibi Harpago hapı ve drajesiyle 4 hafta süren tedavi denemesi yapmışlar ve hastaların iyileştiğini tespit etmişlerdir. (HV.3.97.65)
6) BFARM (Federal Alman ilaç kontrol merkezi) tarafından bel, sırt, boyun, omuz, kalça ve diz ağrıları olan 1024 hasta üzerinde Harpago ekstresinden elde edilen hapla (R…) tedavi denemesi yapılmış ve hastaların %82 oranında iyileştiği tespit edilmiştir. (Nhp.05.00.806)
7) Kendi tecrübem; İş yerindeki çok soğuk hava ve hava cereyanı insanların ceketli veya kazaklı çalışmalarına neden oluyor ve adeta donuyorduk. 02.02.01’de Harpago kök çayı içmeye bşladım ve hemen üzerimdeki uyuşukluğu attım ve terlemeye başladım. Ayrıca kişideki yorgunluk, dermansızlık, halsizlik ve uyuşukluğu ortadan kaldırır. (06.05.01)
Tesir şekli: Ağrıları dindirici, iltihapları önleyici, ödemi önleyici, safra akı*şını ve düzenini sağlayıcı, iştah açıcı ve romatizmayı öneyici özel*lik*lere sahiptir
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre başta; artroz, artrit, romatizmanın neden olduğu sırt, bel, omuz, boyun, kalça ve diz ağrılarına, sabah uyuşukluğu, kas romatizması, omurların deformasyonuna (spondylosis deformans, omurların yapısının bozulması ve kemiklerin erimesi) ve poliartritisi?e (birden çok eklemin iltihaplanması, şişmesi ve ağrıması ) karşı kullanılır.
b) Komisyon E?nin 02.03.1989 tarih ve 43 nolu ve de 01.09.1990tarih ve 164 nolu Monografi bildirilerinde bşta; eklem rahatsızlıkları, iştahsızlık ve hazımsızlığa karşı kullanılır.
c) Halk arasında sindirim rahatsızlıkları, kan hastalıkları, ateş, iştahsızlık, artroz, artritis, alerji, safra, karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Baş ağrısı, nevralji (sinirsel ağrılar(, yorgunluk, halsizlik ve dermansızlığa karşı kullanılır.
Harpago Seti siparişi için https://goo.gl/MGhA7h internet sizemizden veya 0212 621 21 65 – 66 nolu telefondan sipariş verebilirsiniz.
Hocam ben fibromiyalji hastasiyim .Aralik2015 yilinda sol gogus kafesimden yakalandim.2 kez noralterapi aldim fakat hicbir ise yaramadi.Daha sonra bir suru kimyasal ilaclar kullandim fizik tedavi gordum .Ama sonuc hicbirsey su anda chorella ve probiyotik ilac kullanarak 5seans daha noral terapi aldim .Ama su an itibari ile agrilarim tekrar geri dondu.Bana yardimci olabilir misiniz?
Öncelikle geçmiş olsun. kolit hastalığınız için Çoban Çantası Seti kullanmanız gerekir.
Araştırmalar:
1) K.Kuroda ve K.Takagi 1968 ve 1969’da yaptıkları bir düzine araştırma sonucunda Çobançantası otu ekstresinin kan basıncını düşürdüğünü tespit etmişlerdir. (H.H.B.IV.657)
2) Wagner ve Wiesenauer 1995’te Çobançantası otu ekstresi ile yaptıkları araştırmalarda Çobançantası otunun birleşiminde bir Pektin içerdiği ve bu Polipeptidin her türlü kanamayı önlediğini tespit etmişlerdir fakat bu Polipeptidin açık formülü henüz açıklanamamıştır. (TP:32)
3) Ben şahsen basurdan 1980 yılında ameliyat oldum fakat her yıl Nisan ve Mayıs aylarında tekrar rahatsız oluyordum. Mayıs 1985’te Çobançantası otunun Basuru iyileştirdiğini okudum ve hem Çobançantası otunun çayını içtim, hem de taharetlenerek bu rahatsızlıktan kur-tuldum.
Tesir şekli: Kanamaları önleyici, damarları büzücü ve kuvvetlendirici, tansiyon ayarlayıcı (yüksek tansiyonu düşürücü, alçak tansiyonu yük-seltici), bağırsakları harekete geçirici (peristaltik), hafif müshil yapıcı, hafif idrar söktürücü, antiseptik (mikropları öldürücü) ve rahim kaslarını harekete geçiricidir.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre Çobançantası otu veya ekstresi, tentürü veya natürel ilacı her türlü kanamaya; ülseratif kolit, kron hastalığı, burun kanaması, kan tükürme, bağırsak kanaması, basur kanaması (Metorraji), uzun ve çok adet görme (Menorraji) ve mesane kanamasına karşı kullanılır.
b) Komisyon E’nin 18/09/1986 tarih ve 173 nolu ve de 13/03/1990 tarih ve 50 nolu Monografi bildirisine göre Çobançantası otu veya drogları hafif rahim kanaması (Metorraji), uzun ve çok adet görme (Menorraji) ve burun kanamasına karşı kullanılır. Haricen ise derideki yaralanma sonucu oluşan kanamaya karşı kullanılır.
c) Homeopati’ye göre Çobançantası otu tentürü başta; doğum sonrası veya düşük sonrası kanamalar, rahim kanaması (Metorraji), adetin uzun sürmesi veya çok olması (Menorraji), burun kanaması, basur kanaması, myom ve idrar yolları rahatsızlıklarına karşı kullanılır.
d) Halk arasında başta; her türlü kanama; burun kanaması, basur kanaması, mesane kanaması, rahim kanaması, alçak tansiyon ve yüksek tansiyona karşı kullanılır. Dr. Jürgen’s kas eriesini önlediğini beyan etmiştir fakat bununla ilgili klinik araştırmalar yapılmamıştır.
Çoban Çantası Seti siparişi için https://goo.gl/Bp5RBN internet sitemizden veya 0212 621 21 65 – 66 nolu telefonlardan sipariş verebilirsiniz.
yaklaşık 1 yıldır ülseratif kolit hastasıyım kanamam çok. 24 yasındayım sigara kullanmıyorum şuan sitresden de değil.hocam ne yapmalıyım yardım edin
Öncelikle geçmiş olsun. Çoban Çantası Seti kullanmanız gerekir. 0212 621 21 65 – 0212 621 21 66
Detaylı Bilgi için tıklayınız
Çobançantası Seti Siparişi için Tıklayınız
Klinik Araştırmalar:
1) K.Kuroda ve K.Takagi 1968 ve 1969’da yaptıkları bir düzine araştırma sonucunda Çobançantası otu ekstresinin kan basıncını düşürdüğünü tespit etmişlerdir. (H.H.B.IV.657)
2) Wagner ve Wiesenauer 1995’te Çobançantası otu ekstresi ile yaptıkları araştırmalarda Çobançantası otunun birleşiminde bir Pektin içerdiği ve bu Polipeptidin her türlü kanamayı önlediğini tespit etmişlerdir fakat bu Polipeptidin açık formülü henüz açıklanamamıştır. (TP:32)
3) Ben şahsen basurdan 1980 yılında ameliyat oldum fakat her yıl Nisan ve Mayıs aylarında tekrar rahatsız oluyordum. Mayıs 1985’te Çobançantası otunun Basuru iyileştirdiğini okudum ve hem Çobançantası otunun çayını içtim, hem de taharetlenerek bu rahatsızlıktan kur-tuldum.
Tesir şekli: Kanamaları önleyici, damarları büzücü ve kuvvetlendirici, tansiyon ayarlayıcı (yüksek tansiyonu düşürücü, alçak tansiyonu yük-seltici), bağırsakları harekete geçirici (peristaltik), hafif müshil yapıcı, hafif idrar söktürücü, antiseptik (mikropları öldürücü) ve rahim kaslarını harekete geçiricidir.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre Çobançantası otu veya ekstresi, tentürü veya natürel ilacı her türlü kanamaya; ülseratif kolit, kron hastalığı, burun kanaması, kan tükürme, bağırsak kanaması, basur kanaması (Metorraji), uzun ve çok adet görme (Menorraji) ve mesane kanamasına karşı kullanılır.
Öncelikle geçmiş olsun. Tonik Seti kullanmanız gerekir. 0212 621 21 65 – 0212 621 21 66
Detaylı Bilgi için Tıklayınız
Tonik Seti Sipariş için Tıklayınız
Klinik Araştırmalar: Kaliforniya’nın Standford Üniversitesi’nde Cheney ve ekibi 1950-52 yılları arasında Lahana suyu ile üç büyk tedavi denemesi yapmıştır ve bunu 1956’da Wasler ile Miller’in tedavi denemeleri takip etmiştir. Hastalar mide, onikiparmak bağırsağı ve ince bağırsak ülseri olanlardan seçilmiştir ve de 1-4 hafta süre ile günde 1 lt Lahana suyu verilmiştir. Lahana suyunun gün boyu yudum yudum içilmesi gerekir. Gökçek Tonik daha etkilidir. Cheney tarafından 1950’de yapılan 13 hasta üzerinde deneye yapılmıştır ve bunların altısında mide, yedisinde onikiparmak bağırsağı ülseri olduğu röntgenle tespit edilmiştir. Tamamı Lahana suyu ile normal tedavi süresinden önce iyileşmişlerdir.(Age).
Ekim 1984’de iç hastalıkları doktoruna (internist) gittim ve midemde yara (ülser) olduğunu söyledi. Bunun üzerine Civanperçemiotu, Kazotu, Kimyon ve Meyan kökü karışımından oluşan çay harmanı içtim ve iyileştim. Ocak 2000’den itibaren de kahve içince mide ağrısı ve siyah çay içince de karnım davul gibi şişiyordu. Bunun üzerine 15/02/2000’den 06/03/2000’ye kadar her gün 500-700 ml Lahana suyu içtim ve bundan sonra kahve ve çay içince rahatsız olmadım.
Cheney ve ekibi 1950’de 65 mide, onikiparmak bağırsağı ve ince bağırsak ülseri olan hastalar seçilmiş olup hastalar 8-24 gün içinde Lahana suyu ile iyileşmişlerdir. (Age)
Cheney ve ekibi 1952’de aynı şekilde rahatsız olan 95 hasta üzerinde Lahana suyu ile tedavi denemesi yapmıştır. Birinci haftanın sonunda %81’i İkinci haftanın sonunda %95’inin ağrılarından kurtulduğu tespit edilmiştir. (Nh.5.97.262, NH.8.96.480, HHB IV.555, NH.2.96.104)
Kendi tecrübem; Sürekli, karın ağrılarından rahatsız olan ve bazen karaciğer, bazen safra, bazen de pankreasından rahatsız olduğunu söyleyen bir tanıdığa doktoru onikiparmak ülseri olduğunu ve ameliyat olması gerektiğini söyler. Ben ona 1 ay süreyle her gün 1 lt Lahana suyu içmesini söyledim. Bu şahıs 1 ay Lahana suyu içti ve rahatsızlıklarından kurtuldu.(22/05/1999).
Kullanılması: Araştırmalara göre; Lahana suyu ile dahilen mide, onikiparmak ve ince bağırsak ülseri ve de iltihaplanmalarını (enterit ve gastrit) tedavi eder. Gökçek Tonik daha etkilidir.
Slm hocm bende gastirit ulser horlama yorgunluk halsizlik gastirit ve ulser var sigara kullaniyorum ve yellenmem asiri kotu kokoyor ne yapmamliyim
Hemoridlerden aci yapiyon hocam. Lüften yarin edin
mrb benim deneyipte yapmadıgımın kalmadıgı migrenim var dayanamıyorum 2.cisi damarlarımda herhalde tıkaıklık var bileklerde şişme ayak agrılarıayak ve bacaklarda gece yanması dizimde kıkırdak zedelenmesi ve ödem midemde ise gastrit ulser reflu var sizin iksiriniz bunlara iyi geliyormu cevabınız bekliyorum selamlar
GİNKGO Forte, ALIÇ Forte, Cocos Forte, Gökçek TONİK, Gökçek İksir, DAMAR Çayı ve ENFEKSİYON Çayı kullanmanız gerekir. Barsak Mantar ve Bakterileri toksik maddeler üretir ve Karaciğer bu toksik maddeleri arıtmaz ise diğer organlara depolanır ve organlarda çeşitli rahatsızlıklar görülmeye başlar. Günümüzde Bakterilerin teşhisi kan, idrar ve gaita tahlilleri hemen yapılabilir, fakat mantarların teşhisi hemen hemen imkansız ve ancak belirtileri ve dilden anlaşılabilir. Kimyasal ilaçlar ve yanlış beslenme mantarları çoğaltır ve vücudun asit-baz dengesini bozulur ve oluşan asitik ortamda mikroplar hızlı çoğalır. Aksi halde çok yoğun cüruf oluşur. Cüruflu ortamda ise bakteri, virüs ve mantarlar çok kolay çoğalır ve bağışıklık sistemi zayıflar, kişi önce halsiz, dermansız, yorgun olur ve aşırı uyur sonra ise birçok hastalığa yakalanır.
hocam slm lar ben malatyalıyım. 1 yıl evvel baypass oldum 3 damar degiştiler ama ailece damar sorunlarımız mevcut ben beyin damarlarım tıkalı zannedersem denge kaybımda bazen oluyor ayrıca bende hiper tansiyoda var 5 yıldır ilaç kullanıyorum kan sıvılaştırıcı bide kalp ilac bellok zok yasım 50 bana ne önerirsiniz saygılar selamlar