Gökçek ŞifaSize Telefonunuz Kadar YakınızÜcretsiz Google Play'de
İNDİRX
Ev / Genel Bilgiler / Hakkımda

Hakkımda

Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık.

Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum.

Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz.

1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart – 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum.

27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim.

Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür.
Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur.
Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur.
Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir.

Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim.

Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır.

Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir.

Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı
Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum.

Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir.

Belgeler:
Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin.

Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş.

Yaklaşık igokcek

Dikkatinize çekebilir

Âmâ Eden Hastalıklar

Âmâ Eden Hastalıklar

Göz sağlığını tehdit eden, sadece göz problemlerine yol açmayan bununla birlikte körlüğe niçin olan hastalıklar ...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

/*