Gökçek ŞifaSize Telefonunuz Kadar YakınızÜcretsiz Google Play'de
İNDİRX
Ev / Genel Bilgiler / Kalp Hastalıklarından Korunma

Kalp Hastalıklarından Korunma

asss

Etkilenebilen veya değiştirilebilen risk faktörleri 

– Dislipidemiler (LDL , HDL , Lipoprotein(a) – Hipertansiyon – D.mellitus – Metabolik sendrom (obesite, insulin direnci, hiperinsulinemi + buna bağlı rahatsızlıklar (HT/D.mellitus/dislipidemi gibi ) – Obesite – Hiperfibrinojenemi – Hiperhomosist(e)inemi – Tütün kullanımı – Fiziksel aktivite azlığı – Stress – Tip A kişilik (Gururlu/kibirli, agresif)

Şimdilik! Değiştirilemeyen risk faktörleri 
– Ailesel predispozisyon
– Yaş (erkeklerde >45, kadınlarda >55 veya menapoz)
– Erkek olmak

İki risk faktörü birarada olduğu zaman infarktüs riski normal insanlara göre 4 kat, üç risk faktörü birarada olduğunda ise 10 kat artmaktadır.

İnfeksiyon
Chlamydia pneumoniae da son yıllarda (özellikle AIDS’li veya immun supresyon yapılan hastalarda) etkilenebilir önemli bir risk faktörü olarak inandırıcı kanıtlarla ortaya çıkmıştır. Ancak tanısında ve tedavisinde uygulanacak yöntemler, şu anda yürütülmekte olan çalışmaların sonuçları ile belirginleşecektir.

HOMOSİSTEİN

Plasma Homosistein düzeylerinin normalden yüksek olduğu insanlarda erken ateroskleroz olduğu bilinmektedir. 1999 yılında AHA yüksek riskli olgularda, plasma Homosistein düzeyleri 10 mikrogram/ litrenin üzerinde ise tedavi başlanmasını tavsiye etmiştir.

Nedenleri
Plasma Homosistein düzeyinin yükselmesine yol açan başlıca nedenler;
* kalıtım, malnutrisyon
*folik asit eksikliği
*malabsorpsiyon sendromları,
*hipotiroidi
*ilaçlar (Nikotinik asit, Teofilin, Methotroxate, Ldopa, safraasidi bağlayıcı resinler gibi).

Tedavi ve profilakside yüksek riskli olgular için, B-6, B-12 ve Folik asit preparatları ve bu vitaminlerden zengin diet yararlı olabilir. Ayrıca, mide hastalıkları gibi Folik asit/Homosistein metabolizmasının bozulabileceği durumların erken tanı ve tedavisi önerilmektedir. Önerilen vitamin tedavisi: 0.4 mg/gün Folat, 2 mg/gün B-6, 6 mikrogram/gün B-12 kullanımıdır.

A) Primer korunma

– Sigara kullanımının önlenmesi ve azaltılması
– Sebze ve meyvelerden zengin, orta derecede protein içeren, lipid profilini olumlu yönde etkileyecek, yeterli kalsiyum ve mineral içeriğine sahip bir beslenme alışkanlığının yerleştirilmesi
– Şişmanlığın önlenmesi ve azaltılması (Bireyler, body mass index (BMI)’leri 25 kg/m2′den büyükse uygun diyet ve düzenli fizik aktiviteyle zayıflatılmalıdır.)
– Her yaşta fizik aktivitenin arttırılması ve spor yapılmasının desteklenmesi, ideal kiloya ulaşma ve HDL düzeyinin artırılması yanında nörohumoral dengenin ve muskuloskletal sistemin sağlığının korunması ve iyileştirilmesi içinde gereklidir.
– Kan basıncı ve lipid değerleri bireylere öğretilmelidir. Belli aralıklarla yapılacak sağlık kontrollerinin önemi vurgulanmalı ve yapılmaları sağlanmalıdır. Bu yolla ileri yaşlardaki diyabet, dislipidemi ve hipertansiyon olguları, erken, asemptomatik ve amorbid dönemlerde yakalanarak tedavi edilebilecektir.
– Sosyopsikolojik etkenler olumlu yönde değiştirilmelidir.
– Yüksek risk altındaki kişiler belirlenerek yoğun tedavi altına alınmalı ve aterosklerozun ortaya çıkaracağı hastalıklar önlenmelidir (Koroner kalp hastalığı, periferik arter hastalığı,beyin damar hastalığı, aortik ateroskleroz ve aterosklerotik valvuler kalp hastalıkları gibi hastalıklar önlenmelidir).

B- Sekonder korunma

(EAS- Avrupa Ateroskleroz Derneği) Koroner Arter Hastalığından korunma Kılavuzuna göre)
Primer korunma ilkelerinin yanı sıra aşağıdaki önerilerin uygulanması tavsiye edilmektedir.
– Sekonder profilakside hiperlipidemi tedavisi (TKD-1998 ve ACC/AHA 1999 MI Tedavi Kılavuzlarına göre):
– Klas I (Tartışmasız kabul edilen, uygulanması faydalı ve etkili olan endikasyonlar)
2. basamak kolesterol ve satüre yağlardan fakir diyet (200 mg/gün’den az kolesterol içeren ve toplam kalorinin %7′sinden azını karşılayacak şekilde satüre yağ içeren diyet)
2. basamak diyete rağmen LDL kolesterolü 125 mg/dl’ın üzerinde olan olgulara ilaç tedavisi başlanması (HEDEF: LDL DEĞERİ 100 mg/dl’NİN ALTINDA OLMALI)
HDL değeri 35 mg/dl’den düşük olan normal kolesterol düzeylerine sahip hastalarda nonfarmakolojik tedavinin (egzersiz gibi) başlatılması
– Klas IIa (Büyük bir çoğunlukla kabul edilen uygulanmasında yarar olabilecek endikasyonlar)
2. basamak diyetine rağmen LDL kolesterol değerleri 100-130 mg/dl arasında kalmış olan hastalara ilaç tedavisinin başlatılması (TKD-1998 Kılavuzu’nda önerilmiştir)
Kolesterol düzeyi normal ama HDL düzeyi 35 mg/dl’den düşük olgularda nonfarmakolojik tedaviden yeterli sonuç alınamıyorsa Niacin gibi ilaçlarla ilaç tedavisini başlatmak
– Klas IIb (Yararı ve etkinliği tam olarak kabul edilmemiş/kanıtlanmamış ama seçilmiş hastalarda yararı olabileceği düşünülen tavsiyeler)
HDL ve LDL düzeyleri göz önüne alınmadan trigliserid düzeyi 200 mg/dl’den yüksekse Niacin veya Gemfibrozil gibi bir ilaçla tedavi başlanması
(Bu endikasyon 1996 ACC/AHA Kılavuzu’nda Trigliserid düzeyi > 400 mg/dl olanlar için IIb kategorisinde tavsiye edilmiştir. TKD 1998 Kılavuzu’nda da trigliserid düzeyi 400 mg/dl’nin üzerindeyse Gemfibrozil veya Niacin başlanabileceği bildirilmiştir.)
– Kan basıncı: JNC-VI 1997 ve WHO/ISH-1999 Hipertansiyon Tedavi Kılavuzları’na göre bütün aterosklerotik hastalarda , kan basıncının 130 mmHg sistolik ve 85 mmHg diastolik değerlerinin altında olmasının sağlanması tavsiye edilmektedir.
– Kan şekeri: Aterosklerotik hastalığı veya koroner arter hastalığı olan hastalarda özellikle aile öyküleri de varsa, mutlaka oral glukoz tolerans testi yapılarak glukoz tolerans bozukluğu (GTB) araştırılmalıdır, çünkü tip 2 diyabetin öncül evresi olan GTB aterosklerotik hastalık riskinde artışla yakın bir ilişki içindedir.
Avrupa Uluslararası Diyabet Federasyonu (E.I.D.F.) 1998 yılında tip 1 (insuline bağımlı) ve tip 2 (insuline bağlı olmayan) diyabetin takip kılavuzlarında tedavi hedefleri olarak aşağıdaki tabloları yayınlamıştır.

Diyabet

Diyabetik hastalarda kan şekerinin regülasyonunun yanı sıra diğer risk faktörlerinin de tedavisi son derece önemlidir.
Bazı hastalarda, özellikle yaşlılarda, ideal bir kan şekeri kontrolunun sağlanması zor veya olanaksız olabilir. Bu nedenle, bu hastalarda daha az katı hedeflerin saptanması yararlı olabilir.
– Aspirin: 80-300 mg/gün, kontrendikasyon olmayan bütün hastalara önerilmelidir.
– Östrojen (Estrogen) tedavisi: 1996 ACC/AHA MI Tedavi Kılavuzu’nda (klas IIa olarak) tavsiye edilmiştir. Ancak 1999′da sekonder korunma için miyokart infarktüsü geçirmiş (de novo to) post menopozal kadın hastalara (estrogen + progestin ile) hormon replasmanı tedavisinin yapılmaması (klas IIa olarak) tavsiye edilmiştir. Buna karşın infarktüs geçirirken hormon replasmanı tedavisi altında olan (estrogen + progestin kullanan) post menopozal kadınlarda tedaviye devam edilebileceği, kesilmesine gerek olmadığı bildirilmiştir (klas II a).
– Antikoagülasyon: Kronik atriyal fibrilasyonu olan, sol ventrikülde trombus gelişmiş olan, Aspirin alamayan infarktüs geçirmiş hastalarda tavsiye edilmiştir. İnfarktüs sonrası yaygın duvar hareket bozukluğu olan veya paroksismal atriyal fibrilasyon atakları görülen hastalara da antikoagülan tedavi başlanmasının yararlı olabileceği tavsiye edilmiştir.
– Oluşan aterosklerotik hastalık veya komplikasyona yönelik medikal veya invazif stratejilerin uygulanması.

Yaklaşık igokcek

Dikkatinize çekebilir

Âmâ Eden Hastalıklar

Âmâ Eden Hastalıklar

Göz sağlığını tehdit eden, sadece göz problemlerine yol açmayan bununla birlikte körlüğe niçin olan hastalıklar ...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

/*