OTİZM
Otizm, yaşamın ilk üç yılında fark edilen ciddi bir gelişim bozukluğudur. Ömür boyu süren ve sosyal etkileşim ve iletişime zarar veren bir hastalıktır. Beynin yapısını ve işleyişini etkileyen sinir sistemindeki sorunlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Genellikle ebeveynler, çocuklarının yaşamının ilk iki yılında fark ederler. Çaresi olmayan bir hastalıktır ve kalıtımsal kökenlidir. Otizmli çocukların, dış görünümleri diğer çocuklardan farklı değildir. Ancak, davranışlarında farklılık görülmektedir. Otizm hastalığının bağlantılı olduğu diğer durumlar ise şöyledir. Genetik bozukluklar, zeka geriliği, epilepsi, metobolizma bozukluklarıdır. Ayrıca, otizme yakalanma riski erkek çocuklarında daha yüksek orandadır. 1980 yılından bu yana otizm vakalarında artış görülmektedir.
Otizm Belirtileri
Otizmli çocuklarda bir dizi belirtiler gözlemlenir. Çevreye ilgisizlik, aşırı hareketlilik ya da hareketsizlik, göz kontağı kurmada zorluk, çoğunlukla cansız varlıklarla ilgilenme, yalnız kalmayı tercih etme gibi belirtiler görülür. El çırpma, kafa ve vücut sallama, sessiz kalma, zeka geriliği, öğrenmede güçlük, sosyal etkileşim bozuklukları, iletişim sorunları, sınırlı davranış, yineleyici davranışlar, kendini yaralama, rutin davranış, ihtiyaçlarını belirtmekte zorlanma, atipik yemek yeme davranışları da diğer belirtiler arasında görülmektedir.
Otizm tanısı, davranışlara göre yapılmaktadır. Dolayısıyla otizm teşhisi laboratuvar sonuçlarıyla konulamaz. Erken tanının hayati önemi vardır, çünkü erken tanı konulan çocuklar çok hızlı ilerleyebilirler. Teşhis ancak uzmanlar tarafından, çocuğun doğrudan gözlemlenmesi ve aileye sorulan birtakım sorular ve gelişim testleri sonucunda konulabilir. Otizm tanısı, 12. aydan itibaren konulabilir. Çocuk hekimi, çocuğun gelişim tarihçesine bakar. Fiziksel muayeneyle bir ön inceleme yapar.
Otizm Tedavisi
En önemli ve en gerekli otizm tedavi yöntemi eğitimdir. Bilimsel araştırmalar sonucunda, otizmli eğitim alan çocukların çok iyi ilerleme gösterdikleri saptanmıştır. Bunun yanında diğer yöntemler ise destekleyicidir. Özel eğitimin en büyük faydası, otizmli çocuklarda sosyal ilişkileri geliştirmesi ve problemli davranışları azaltmasıdır. Eğitimin yoğun ve kesintisiz olması gerekir. Otizmli çocukların, haftada en az 20 saat birebir eğitim alması gerekmektedir. Yıl boyunca, otizmli çocukların eğitim alması gerekir. Erken eğitimin 5 yaşından önce başlaması şarttır. Her otistik çocuk bireysel açıdan farklılık gösterir. Öncelikle otizmli çocuğun incelenmesi ve ölçüm araçlarıyla performansı gözlemlenir. Özel eğitim programlarıyla, göz teması kurabilme ve yerinde oturabilme, komut alabilme davranışları geliştirilir. Aşırı hareketli olan, sinirlendiğinde kendine ve etrafındakilere zarar veren, komut alamayan çocuklara ilaç tedavisi uygulanır. İletişim kurma, duyguları ifade etme ve sosyal içerikli davranışlar edinebilmesi için özel eğitim programları uygulanır.